Gelişmiş Arama
Ziyaret
45898
Güncellenme Tarihi: 2011/10/29
Soru Özeti
Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
Soru
Ben 24 yaşında bekâr ve yatılı tıp öğrencisiyim. Başkaları beni dindar ve mezhebi bilirler. Elbette böyleyim de. Ama Tahran ve Üniversitenin ortamı bir taraftan ve vefasız arkadaşlarım diğer taraftan düşüş etmeme neden oldu. Nihayet bu yılın yazında ani olarak internete girmekle günaha duçar oldum; hem de bir zamanlarda düşünmesinden haya ettiğim günahlara. Bu durum öyleli yerlere vardı ki…bir aydır ki tövbe etmişim. O’nun rahmetine ümit varım. Tövbenin yanı sıra oruç tutuyorum, açlık çekiyorum, kalbime hutur edene karşı ihtiyat ediyorum, namaz kılıyorum ve… . şehvet uyandırıcı düşünceler, gördüklerim fotoğraflar ve yaptıklarım işler bana eziyet ediyor. Arkadaşlarımla olan arkadaşlığımı tesir altında bırakmış. İmanımda çok kötü eser bırakmış. Okumamı etkiliyor. Bütün bunların yanı sıra bunun kendisi kendi başına günah için bir ortamdır. Ne yapmam gerekli olduğunu bilemiyorum? Kimseyle istişare de edemiyorum. Lütfen bana yol göstericilik ve kılavuzluk yapınız. Bu karanlık dönemden daha önce de şeytan nitelikli kimselerin arkadaşlığına duçar olmuştum. Elbette bu kimselerle arkadaş olduğumda eylemlerimiz sadece fikir ve düşünce safhasında idi. Elbette buda kaç sene önce işlenen günahlarda etkisiz değildi. Ancak Allahın rahmet gözü beni korudu. Hali hazırda çok kötü durumdayım. Ne yapmalıyım? Şunu da belirtmeliyim ki şimdilik evlenme şartları da benim için elverişli değildir.
Kısa Cevap

Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. Boş vakitlerini doldurarak, tevekkül ve tevessül ile Masum kimselerden nakledilen duaları okuyarak ve… Şeytansal fikirlerden kendini koruyabilir ve onlardan fasıla alabilir.

Ayrıntılı Cevap

İnsanın düşünce ve fikirleri bir otomobil gibidir. Kontrol edilmezse her tarafa gidebilir. Ama güzel ve uzman bir şoför onu doğru bir yöne yönlendirip maksadına ulaştırabilir. Fikir ve düşüncelerin kontrol edilmesi ve doğru bir şekilde yönlendirilmesi ciddi bir çalışma ve uğraşa gerek duymaktadır. Bu ciddi çalışma ve uğraş sayesinde şeytansal vesveselere duçar olmaları engellenebilinir. Eğer insan kabul görülmeyen fikirler ve düşüncelerin eser ve sonuçlarını dikkate alırsa kendi fikir ve düşüncesini doğru yönlendirmek için muhakkak uğraşır ve çalışacaktır.

Cinsel Yöneliş, Şeytani Ve Şeytani Düşünceleri Kontrol Eden Yollardan Bazıları Şöyledir:

1-      Akılcılık: Kabul görülmeyen düşünce ve hisleri etkisiz hale getirip onları teadüle sokmanın yolarından birisi akıl nimetinden yararlanmaktır. Hz. Ali (a.s.) bu konuyla alakalı olarak şöyle buyurmaktadır: “Gerçekten kötü düşünce ve istekler kalpler için söz konusudur. Aakılda bunlardan alı koyar”.[1] Buna binaen akıl güzel isteklerin bekçisi ve şehvetlerin tuğyan etmelerini engelliyor. Aklı kendisi için bir kılavuz kabul eden bir kimse ani ve geçici bir lezzeti daimi ve sürekli olan bir lezzete tercih etmez. Şehvetçiliğinin ve kayıtsızlığın getireceği fesat ve kötü neticeleri dikkate alan bir kimse kayıtsız ve şartsızlığın (şehvani özgürlüğün) peşinden gitmez ve şeytani ve nefsanî arzuların arkasından gitmekten sakınır. Elbette zayıf olan bir akıl, gençlik dönemindeki acımasız ve aşırı hisleri etkisiz hale getirmekten acizdir. Dolayısıyla bu aklı nurlandırmak gerekir. Bu da ancak güzel ameller işlemek, Allaha tevekkül ve Masum imamlara (a.s.) tevessül etmekle mümkündür. Hz. İmam Ali (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Biz ehlibeytin ismini yâd etmek ruhsal, psikolojik ve cisimsel hastalıklara şifa olacaktır”.[2]

2-      Allah merkezli olma: Doğal olarak erginlik çağında ve cinsel hislerin baskısına karşı akıl tek başına şehveti kontrol edemez. Bu dönemde daha keskin ve vurucu bir silaha ihtiyaç var. Bu silah da takva, Allaha olan aşk ve tek bir kelimeyle Allah merkezli olmaktır. Takvaya riayet etmek ile insan günahlı ortamından uzaklaşmakla kalmıyor, belki insan için bir halet oluşturur ki eğer insan o haletle günahlı ortamlara girse bile kendini muhafaza edebilir. Kur’an’ı kerim şöyle buyurmaktadır: “Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar”.[3]   O halde eğer bir kimse Allah onun amellerini görür, söylediklerini işitir ve Allahın hazır olduğuna teveccüh ederse bu tevecühün kendisi, onu günah işlemekten alı koyar. İmam Sadık (a.s.) bu ayet hakkında şöyle buyurmaktadır: “günah işleme vesvesesi insanın zihnine gelir, ama insan Allahı yad eder, Onu hatırlar ve günah işlemez”.[4]

Örneğin Hz. Yusufun (a.s.) sahip olduğu manevi ve takva gücüyle kendini günaha bulaşmaktan koruduğu gibi. Allah u Teâlâ dini kurallarla kadınlarla erkekleri şeriatın dairesine mahdut kılmıştır. Şehvetin tuğyanını böylece engellemiştir. Bu kuralların en önemlisi yaratan ile yaratılanın arasındaki bağı koran namaz ve oruçtur. Kur’an’ı kerim namazı günahı işlemekten caydıran caydırıcı bir amil olarak açıklıyor. Şu bağlamda şöyle buyurulmaktadır: “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor”.[5]

Namazın tabiatı insana en güçlü caydırıcı yani varlık âleminin mebde’i olan Allah’a ve me’ada olan inancı hatırlattığı için fuhuş ve münkerden caydırma özelliğine sahiptir. Namazın tüm cüzleri insanın vücudunda maneviyat dalgasını oluşturuyor. Günahın karşısında güçlü bir set konumunda olan bir dalgayı oluşturur. Ancak namaz sahip olduğu kemal şartları ve ibadet ruhu oranında fuhuştan ve münkerden alı koyuyor. Bazen çok genel bir alıkoyma görevini yapar ve bazen de daha cüz’i anlamda alıkoyma görevini yapar. Namaz, namaz kılan her keste -namazı yüzeysel, günaha bulaşmış bir kimse de olsa- etki bırakmaması imkânsızdır. Elbette namazı yüzeysel olan kimsenin kıldığı namazın bırakacağı eserde bu orandadır. Bu tür insanlar yüzeysel olarak kıldıkları namazı kılmazlarsa daha fazla günaha bulaşmaları kesindir.

Daha açık bir şekilde söylemek gerekirse: Fuhuş ve münkerden alıkoyma, silsile şeklinde çok mertebeleri ve dereceleri vardır. Kılınan her namaz haiz olduğu şartlara oranla bazı bu derecelerin bir kısmına sahiptir.[6]

3-      Her işi yapmak için çok ve ciddi bir irade ve karar alma gerekir. Bu nedenle kötü ve beğenilmeyen fikirlerden sakınmak için de ciddi bir irade gerekmektedir.

4-      Çeşitli fotoğrafları müşahede etmekten, filim seyir etmekten ve şehveti canlandıran manzaralardan kesinlikle korunmak gerekir.[7]

5-      Hayalcılıktan ve şehvani konular hakkında düşünmekten uzak kalmak: Cinsel konusundaki sapmalardan korunmak için düşüncemizi şeytanın nüfuzundan uzak tutmamız gerekir. Zira sapmanın ilk adımı fikrimizi sapık şeylerle meşgul ettirmektir. Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Günah hakkında çok düşünen bir kimse sonuçta günaha bulaşacaktır”.[8] Bekâr olan bir genç için şeytansal fikirleri kendi zihninden uzaklaştırması ilk etapta çok zordur. Ama mukavemet ederek, alıştıra alıştıra ve daimi bir uğraşla hayal gücünü kontrol etmeyi başarabilir. Tekrarlamakla her şey kazanabilindiği gibi buda kazanabilinir.

6-      Boş vakitlerini doldurmak: Şehvani fikir ve amilleri türeten şeylerden birisi meşguliyetsizlik ve işsizliktir. Dolayısıyla faydalı işlerle meşgul olmak için kendimiz için ortam hazırlamamız gerekir. (şehveti canlandırmayan kitapları okumak, ağır spor yapmak). Hatırlatmak gerekir ki işsizlik ve meşguliyetsizlik öyle bir şeydir ki ondan kedini koruma ve ondan uzak durulmazsa insana her şey yaptırabilir.[9]

Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurmaktadır: “Birçok insan için iki haslet fitne kaynağıdır; bedenin sağlığı ve işsizlik”.[10]

Netice: Allaha tevekkül ve masum (a.s.) imamlara tevessül etmek ile her çeşit soruna –ister ruhi ve ister cismi olsun- galip gelinebilinir, günah bağlamındaki şeytani fikirler kontrol edilir ve zamanla zihinden silinebilinir. Bu da hem sabır ve hem de mukavemet ister. Ama bu tevekkül ve tevessül bazı amellerle birlikte olması gerekir ki yapılması gereken ameller zikredildi.

Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki sorunun cevabına müracaat ediniz:

Nemaye: Hud irzayi ve tövbe: Sual 1”618 (sayt: 1627).



[1] Hansari, ağa CEMALUDDİN, “şerh-i ber gureru’l-hikem”, çap-i evel, Neşri Danişgahi Tahran, 1366 ş.c. 2, s. 500.

[2] Meclisi, MUHAMMED BAKIR, “biharu’l-envar” Lübnan: müesesetü’l-vefa, c. 2, s. 145.

[3]İnnellezinettekav iza messehüm taifüm mineş şeytani tezekkeru fe izahüm mübsirun” (Araf 201).

[4] Arusi huveyzi b. Cuma, ABDU ALİ, “tefsir-i nurus-sakaleyn”, çap-ı çaharum, Kum: intişarati ismailiyan, 1415 kameri, c. 2, s. 112, hadis no: 414.

[5] Ankebut 45.

[6] Mekarimi Şirazi, NASIR, “tefsiri nümüne”, çap-ı evel, Tahran: darul-kutbil-islamiye”, 1374 ş. c. 16, s. 284-285.

[7] Alıntı; sual 1618, (sayt: 1627).

[8] Hansari, ağa CEMALUDDİN, “şerh-i ber gureru’l-hikem”, çap-i evel, Neşri Danişgahi Taharan, 1366 ş.c. 5, s. 321, hadis no: 8561.

[9] Alıntı; sual 1618, (sayt: 1627).

[10]Tuhaful ukul”, tercüme: Ahmet CENNETİ, çap-i evel, Taharan: müesesei emir kebir,1382 şemsi, s. 65.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Acaba pilavın birkaç kez ısıtılma sonucu alkol kokusu alması onu necis eder mi?
    6052 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Sorunuz Taklit Mercilerin fetva bürolarına iletildi. Verdikleri cevap şu şekilde olmuştur:Hz. Ayetullah Uzma Hamaneyi: Açıklanan durum onun haram ve necis olmasına yol açmaz.Hz. Ayetullah Uzma Sistani: Temizdir ve yemenin bir sakıncası yoktur.Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi: Necis değildir ama kayda değer bir ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9175 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Sevgi ve muhabbetin önemi ve sınırları nedir?
    2314 Hadis 2020/01/19
  • Ubeydullah b. Ziyad’la İbn-i Mercane aynı kişiler olmalarına rağmen neden ‘vav’ (ve) ile atfedilmiştir?
    14429 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Bu iki cümlenin birlikte manası şudur: Ubeydullah, Ziyad’ın ve Mercane’nin oğludur. Yani anne ve babasının ismi beraber getirilmiştir. Ubeydullah b. Ziyad (bir iddiaya göre) Ben-î Ümeyye ve ‘Al-î Ziyad’dandır ve onlara edilen lanetler, ona da gelmektedir. Ama o, İmam Hüseyin (a.s) ve ashabının şehid edilmesinde önemli bir rol ...
  • İnsan nasıl Allah’ın mahbubu (sevimli kulu) olur?
    24751 Pratik Ahlak 2010/06/30
     Allah’la dostluk iki şekilde mümkün olur: 1- Kulların Allah’la dost olması 2- Allah’ın kullarıyla dost olması. Soruda geçen işte bu ikinci kısmıdır, yani kulların Allah tarafından sevilmeleri.Elbette evrende olan her şey Allah’ın yaratığı ve eseri olduğu için, Allah tarafından ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    12827 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    5182 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Kadın, temkini (şer’i olarak farz olan şeylerde kadının kocasına itaati) mihrin tümünün taksitle ödenmesi şartına bağlayabilir mi?
    5964 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/13
    Sorunuz taklit merciilerinin bürolarına gönderildi ve alınan cevaplar şöyledir:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanei: Soruya göre kadının temkin etmeme hakkı yoktur.[1]Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Kadın mihriyesinin ilk taksitini aldığında temkin etmelidir.
  • İbni Sina, Şeyh İşrak ve Molla Sadra görüşlerinde hayal âlemi nasıl bir âlemdir?
    10130 İslam Felsefesi 2011/11/17
    Şeyhi İşrak şuna inanmaktadır: Misal veya hayal âlemi maddeden soyut ama eserlerinden yoksul olmayan varlığın bir mertebesidir. Yani mahsus (hissedilen) ile ma’kul (akledilen) veya madde ile mücerret (soyut) arasındadır. Bu nedenle her iki âlemin (mahsus ve ma’kul) bazı nitelik ve özelliklerine sahiptir. Molla Sadra şöyle inanmaktadır: Hayal âlemi bedenden ...
  • Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
    14220 تاريخ بزرگان 2013/12/19
    Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. ...

En Çok Okunanlar