Gelişmiş Arama
Ziyaret
6687
Güncellenme Tarihi: 2014/05/28
Soru Özeti
Kâfirlerin Hz. İsa (a.s) gibi peygamberlerin akılları hayrete düşüren mucizelerini görmelerine rağmen onlara iman etmemeleri nasıl açıklanabilir?
Soru
Hz. İsa’nın (a.s) bebekken konuşmuştur ve Hz. Meryem’i (s.a) recmedilmekten kurtardığı söylenir. Peki mantıken bu büyük mucizeye şahit olan insanlar neden ısrarla İsa’ya (a.s) iman etmeyi reddedip onu çarmıha gerdiler. Böyle bir mucizeden sonra nasıl hala onu yalancılıkla suçladılar?
Kısa Cevap
Yüce Allah insanları hidayete erdirmek ve onlara doğru yolu göstermek için birçok peygamber göndermiştir ve onların peygamberliğini ve kendi ve gayb âlemiyle olan ilişkilerini ispatlamak için de elçilerine mucize vermiştir. Hakkı talep eden ve ahireti dünyaya tercih eden kimseler için bu mucizeleri görmek hidayete ve onların peygamberlere ve dine iman etmesine neden olmuştur. Ama salt dünyevi menfaat ve makamlar peşinde olanlar, peygamberlerin çağrısını kabul etmekten yüz çevirmiş ve hatta mucizeleri görmelerine rağmen iman etmekten kaçınmışlardır. Her ne kadar bizim semavi kitabımız Kur’an’ın nassıyla Hz. İsa (a.s) çarmıha gerilmese de düşmanlar onun canına kast etmiş ve yüce Allah kendisini düşmanlarının şerrinden kurtarmıştır. Ama bununla birlikte onlar ellerinden gelseydi kesinlikle Hz. İsa’yı (a.s) öldüreceklerdi; nitekim birçok peygamberi şehadete erdirmişlerdi. Bu mesele sadece Hz. İsa’ya (a.s) özgü değildir ve tüm peygamberlerin bu sorun ile karşılaştıklarını söyleyebiliriz. Örneğin Firavun takipçilerinin sözüne işaret edilebilir; onlar Hz. Musa’dan (a.s) birçok mucize görmelerine karşın kendisini sihirbazlıkla suçlamış ve şöyle demişlerdir: “Dediler ki: “Bizi büyülemek için her ne getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.”[1] Aynı şekilde Hz. İbrahim’in (a.s) kıssasına da işaret edilebilir: Putperestler Hz. İbrahim’i (a.s) ateşe attıkları ve ateşin Allah’ın emriyle Hz. İbrahim’e (a.s) etki etmediği ve onu yakmadığını görmüşlerdir. Ama İbrahim’in kavmi bu sahneyi görmekten ibret almamış, hakkı kabul etmemiş ve hatta Hz. İbrahim’in (a.s) sözünün doğru olduğunu ve gerçekten kendilerinin putlarının hiçbir fiilde bulunma güçlerinin olmadığını itiraf etmelerine rağmen yine de tanrılarınıza yardım edin ve İbrahim’i yok ediniz diye söylemişlerdir.[2] Bu gibi davranışlar Hz. Peygamber (s.a.a) bağlamında da sergilenmiştir. Putperestler, Hz. Peygamber’i (s.a.a) sihirbazlık, yalancılık ve delilikle itham etmiş ve ayın Hz. Peygamberin emriyle yarılmasını görmelerine rağmen kendisine iman etmemişlerdir.[3] Her ne kadar bu konuyu idrak etmek temiz ve kinden arı bir kalbe sahip olan kimseler için biraz zor olsa da tarihe müracaat etmeyle bu tür acayip davranışları çok göreceğiz. Bu tür bireyler tarih boyunca var olagelmiş ve bugün de vardırlar. Yüce Allah Kur’an’da bu insanları şöyle nitelemektedir: “Kendileri de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri hâlde, sırf zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkâr ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!”[4] Yüce Allah bu ayette kâfirlerin bu davranışının nedenine işaret etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Onlar başkalarına zulüm ettiklerinden ve başkalarının haklarını ayaklar altına aldıklarından ve makam peşinde koşup halka egemen olmak istemelerinden dolayı mucizelerin Allah tarafından olduğundan emin olmalarına karşın onu inkâr etmiş ve kabul etmemişlerdir.”[5]
 

[1] A’raf Suresi, 132. ayet.
[2] “Bunun üzerine birbirlerine dönüp, “Hiç şüphesiz asıl zalimler sizsiniz siz” dediler. Sonra eski inanç ve inatlarına döndüler ve, “Andolsun, bunların konuşmayacağını sen de bilirsin” dediler. İbrahim, şöyle dedi: “Öyle ise siz, (hâlâ) Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?” “Yazıklar olsun, size de; Allah’ı bırakıp tapmakta olduklarınıza da! Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?”, Enbiya Suresi, 64 ila 67. ayetler.
[3] “(Ey Muhammed!) O hâlde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli. Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar? ” Tur Suresi 29 – 30. ayetler.
[4] Neml Suresi, 14. ayet.
[5] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 15, s. 413 – 414, Tahran, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, çapı evvel, 1374 h.ş.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar