Gelişmiş Arama
Ziyaret
11261
Güncellenme Tarihi: 2010/07/07
Soru Özeti
Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
Soru
Biz öldükten sonra, keşke dünyaya dönsek ve iyi işler yapsak der ve Allah da bizim isteğimizi kabul edip bizi dünyaya geri döndürürse acaba biz iyi işler yapar mıyız?
Kısa Cevap

Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da defalarca onun boş olduğunu anladılar, ama yine de ona aldandılar ve onun zevklerini elde edebilmek için kötü işleri işlemekten geri durmadılar.

Ayrıntılı Cevap

İlahi sünnet her şeyin kemale doğru ilerlemesini gerektirir. Allah insanı bu dünyada yaratmış ve onu iki güç yani (içteki ilahi hüccet olan) akıl ve (dıştaki ilahi hüccet olan) vahiyle donatmıştır ki insan kemale doğru hareket etsin. Buna göre insan ölümünden sonra kendi isteği üzere dünyaya dönebilmesi, yaratılış nizamının ve peygamberlerin gönderilişinin boş ve abes olmasını gerektirir. Bu da ilahi sünnetlere aykırıdır.

Üstelik farz-i mahal insanın dünyaya döndüğünü farz edecek olsak bile onun iyi işler yapacağı belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve insanlar da nefsani isteklerin ve şeytanın vesveselerinin etkisindedirler. Ayrıca inat, tekebbür ve azgınlık gibi eğilimlere de sahiptirler.

Buna göre bugün onları hakkı ve Allah’ın nişanelerini yalanlamaya sevk eden faktörler dünyaya döndüklerinde de yine var olacaktır. [1]

Bu yüzden Kur’an şöyle buyuruyor: Nihayet onlardan birine ölüm gelince der ki: "Rabbim! Beni geri çevir. Belki geride bıraktığım şeyler hususunda iyi işler yaparım." Hayır, kesinlikle böyle değil. Bu, ancak onun söylediği (boş) bir laftan ibarettir. Onların gerisinde, tekrar dirilecekleri güne kadar süren bir berzah (ara dönem) vardır.[2]

Dikkat edilmesi gereken nokta, onların cevabında “kesinlikler böyle değildir” anlamında olan “kella” sözcüğünü kullanılmasıdır. Bu sözcük hem karşı tarafın iddiasını iptal etmeyi ifade eder, hem de menetmeyi ve reddetmeyi ifade eder. Böylede bu tabir her iki konuya işaret edebilir yani bir yandan onların isteklerini reddetmeyi ifade ederken,  diğer yandan da onların dünyaya döndükten sonra iyi işler yapacağız iddialarını yalan olduğunu açıklar. Allah buyuruyor ki: Bu boş bir iddiadan ibarettir. Yani bunlara eğer fırsat verilse yine aynı işlerini tekrarlayacaklar.[3] Yine ayette geçen “laalle” (şayet) kelimesi de bu kişilerin kendi gelecekleri hakkında mutmain olmadıklarını bildirir. Kendileri de biliyorlar ki bu pişmanlık belli şartların etkisinde ölüm esnasında oluşan bir haldir; eğer dünyaya geri döndürülürlerse yine aynı tutumlarını devam ettirebilirler.[4]

Her halükarda önemli olan şu ki bu dönüşün bir faydası yoktur. Çünkü Allah diğer bir ayette şöyle diyor: Eğer geri döndürülseler, kendilerine yasaklanan şeye tekrar dönerler. Şüphesiz, onlar yalancıdırlar.[5] Yani onların uyanışları geçicidir ve devamlı değildir. [6]

Bu kimseler, denizde tufana tutulmuş ve gark olma eşiğine gelmiş kafir ve günahkar kimselere benzerler; bunlar yok olma eşiğine geldiklerinde Allah’tan yardım diler, ama kurtulduktan sonra yine eski işlerini devam ettirirler. Başka bir ifade ile bunlar dünya hayatlarında belki defalarca karşılaştıkları olaylarda dünyanın boş olduğunu anlamış ve ölümü kendi gözleriyle görmüşlerdir ancak yine de dünyaya aldanmış ve kötü işlerine devam etmişlerdir.



[1] El-Mizan, c. 7, s. 84

[2] «حتی اذا جاء احدهم الموت قال رب ارجعون. لعلی اعمل صالحاً فیما ترکت کلاّ انّها کلمة هو قائلها...» Müminun: 99-100

[3] Bk Tefsir-i Numune, c. 14, s. 313; El-Mizan c. 5, s. 98,

[4] Tefsir-i Tibyan, c. 7 s. 393; Kenzu’l-İrfan, c. 9 s. 212

[5] و لو رودا لعادوا لما نهوا عنه» En’am, 28

[6] Tefsir-i Numune, c. 5 s. 200

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar