Gelişmiş Arama
Ziyaret
16972
Güncellenme Tarihi: 2010/11/08
Soru Özeti
mümkünse yedi cennetin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bana açıklayınız?.
Soru
mümkünse yedi cennetin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bana açıklayınız?.
Kısa Cevap

"Daru's-Selam", "Dahru'l-Celal", "Cennetu'l-Maava", "Cennetu'l-Huld", "Cennetu'l-Adn", "Cennetu'l-Firdevs", "Cennetu’n-Naim". Sayılan bu isimler yedi cennetin ismidir ki, rivayi ve tefsirsel kitaplarda zikir edilmiştir.

Elbette bütün bu isimlerin tek bir cennete şamil geldiğine ve ancak her birisinin, cennetteki birer mertebenin ismi olduğuna inanmakta olan bazı kimseler de var olmaktadır. Zira "Behişt-i Adn" denildiğinde içinde ikamet edilen cennet maksattır. Ama "Daru's-Selam, cennetin içinde olanların her çeşit üzüntü ve korkudan selamet içinde oluğu cihetiyle denilmektedir. Ve diğer isimler de ayni şekilde birer cihetle ayni cennetin isimleridirler.

Ayrıntılı Cevap

"Daru'l-Selam", "Dahru'l-Celal", "Cennetu'l-Maava", "Cennetu'l-Huld", "Cennetu'l-Adn", "Cennetu'l-Firdevs", "Cennetu’n-Naim"[1] yedi cennetin ismidir ki, rivayi ve tefsirsel kitaplarda zikir edilmiştir. Burada ayet, rivayet ve müfessirlerin görüşlerinden yararlanarak bu cennetlerin her birisinin ne anlama geldiklerini açıklamaya çalışırız.

 

a)   Daru's-Selam:

Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: "ve Allah selam ve sulh sarayına davet ediyor".[2] Bazıları buradaki "selam"dan maksat Allahın kendisi olduğuna inanırlar. Zira Allah u Teâlâ insanları kendi evine davet ediyor. Allah'ın evi ise cennetin kendisidir.[3]

Bazıları da şöyle demektedirler: buradaki Daru's-Selamdan maksat, bir yerdir. Orada sükûnet eden kimseler her çeşit olumsuzluklara oranla güvence içindedirler. Cubbai’den şöyle nakil edilmiştir: cennetin, Daru's-Selamla isimlendirilmesinin nedeni, orada ikamet eden kimseler birbirlerinden emindirler, melekler onlara salam verirler, Rableri onlara selam gönderiyor. Orada sükûnet eden kimseler selamdan başka bir şey duymuyorlar. Hakeza onlar için selam ve selametlik dışında başka bir şey söz konusu değildir. Bu görüş, Allah tarafından da teyit edilmektedir ki, şöyle buyuruyor: "sözleri ve (duaları) orada selamdır".[4],[5] Hakeza ibn-i Abbas tan şöyle nakil edilmiştir: Daru's-Selam cennetin kedisidir. Orada ikamet eden kimseler her çeşit afet, olumsuzluk, noksanlık ve hastalıklara oranla emniyet içindedirler. Orada saygındırlar. Kesinlikle saygısızlığa uğramazlar. Onlar sürekli azizdirler, kesinlikle zillete ve alçaklığa maruz kalmazlar. Daru's-Selamda ikamet eden kimseler devamlı ganidirler. Hiçbir zaman fakirlik onlara yönelmez. Onlar mutluluklarına ermiş kimselerdirler. Hiçbir zaman mutsuz olmazlar ve… Mücevher (dur) ve mercan saraylarındadırlar ki, kapıları Rahmanın arşına doğru açılıyor. Orada her taraftan yanlarına melekler geliyor ve üzerlerinize (dünyada Allahın emirlerini yerine getirmekte), sabır ettiğinizden dolayı selam olsun diyorlar. Ne mutlu olsun böyleli bir akıbete.       

Allame Tabatabai çok değerli olan el-mizan tefsirinde, "le'hum daru's-selam" ayetinin tefsirinde şöyle yazıyor: selamdan kast edilen maksat selamın lügatteki anlamıdır ki, ayetin zahiri akışından anlaşılmaktadır. Oda şudur: zahiri ve batını afet ve olumsuzluklara oranla güvence içinde olmaktır. Daru's-Selam, ölümün, yaşlılığın, hastalığın, fakirliğin, üzüntünün ve… Hiçbir olumsuzluğun gerçekleşmediği bir yerdir. İşte vaad edilen cennet budur.[6]

Şöyle de denilmektedir: cenneti, Daru's-Selamla isimlendirmenin nedeni, orası Allahın, sıhhat ve selamete sahip olan evi olmasındandır.[7]  

b)   Dahru'l-Celal:

İkinci cennetin adı "Dahru'l-Celal"dır. Rivayette peygamber den (s.a.a) şöyle nakil edilmiştir: "Allah yolunda yüksek sesle "la ilahe illallah" diyen her kesin üzerine, Allah kendi rızasını karar kılar. Rıdvan-i ilahi makamına ulaşan her kesi Allah u Teala "Dahru'l-Celal"da Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed'le birlikte kılar. Hz. Peygamberden, "Dahru'l-Celal" nerededir diye soruldu? Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurdu: Allah u Teâlâ kendi ismiyle isimlendirdiği cennettir. Orada ikamet edenler sabah ve akşamları celal ve ikram sahibi olan Allah'ı seyir ederler".[8]

c)   Cennetu'l-Maava:

Cennetu'l-Maava şehid olan kimselerin ruhlarının gittiği yere denilmektedir.[9] Peygamberden (s.a.a) ramazan ayının faziletlerini anlatırken şöyle dediği nakil edilmiştir: "Allah u Teala, "Cennetu'l-Maava"da altından yapılmış olan bin sarayı (oruç tutanlara) bağışlıyor".[10]

 

4- Cennetu'l-Huld (ebedi cennet):

Ebedi cennet peygamberin (s.a.a) aşağıda vasıflandırdığı cennettir; "yaşantısını benim yaşantım gibi olmasını ve Rabbim tarafından -kendi kudretiyle sütunlarını yapmış ve- bana vaat ettiği cennette yerleşmek isteyen bir kimse söz konusu ise, Ali’nin vilayetini kabul etmesi gerekiyor".[11]

 

5- Cennetu'l-Adın:

Allame Hilli şöyle diyor: "Adın Cennetine, adın cenneti denilmesinin nedeni orası, daimi kalındığı bir yer oludu içindir.[12] Bir rivayette Peygamberden (s.a.a) şöyle nakil edilmiştir: "ben, Fatime onun dalı, Ali onu verimli hale getiren, Hasan ve Hüseyin onun meyvesi, Şia ve bizi sevenler onun yeşil yaprağı olan bir ağacım. Bu ağacın aslı cenneti adındadır".[13]

Kaşifu'l-Gata şöyle diyor: " cennetin ortası cenneti adin’dır".[14]

Başka bir rivayette şöyle nakil edilmiş: "adin cenneti, Allah u Teâlâ kendi özel kudretiyle icat edip şimdiye kadar hiç kimsenin görmediği bir cennettir".[15]

Bir diğer hadiste şöyle denilmektedir: "Allah u Teâlâ kendisi kendi (özel) eliyle adın cennetini yaratmış ve kendisi ağaçlarını ekmiş, kendisi saraylarını yapmış, nehirlerini akıtmış ve daha sonra şöyle dedi: "işte müminler kurtuldular…"[16] Yine bir başka rivayette şöyle denilmiş: "adin cennetinin duvarları kırmızı yakuttan, anahtarları inci ve sedeftendir"[17]

6-   Cennetu'l-Firdevs:

Allah u Teâlâ “Cennetu'l-Firdevs”i, altın ve gümüşten yapmış ve katmanlarında güzel kokulu olan misk-i amberi yerleştirdiği cennettir". Rivayette şöyle nakil edilmektedir: “Allah u Teâlâ cenneti muşk ve amberden yapmış ve orada en güzel ve en iyi meyveleri ve çiçekleri ekmiş.[18] “Cennetu'l-Firdevs” cennetin en yüksek mertebesidir”.[19] Bu cennet Hz. Zehra (a.s.) babasının –İslam peygamber (s.a.a.)- vefatı sırasında ağlarken vasıflandırdığı cennettir ki şöyle diyor: “ey baba sen, senin rabbin seni çağırdığında Onun davetine icabet ettin, ey baba Firdevs’in yan tarafı senin yerindir”. Anlaşılan şu ki, peygamberin içinde ikamet edeceği yerdir cennetu’l-Firdevs”.[20]  

7-   Cennetu’n-Naim:

Ramazan ayının faziletlerinde şöyle nakil edilmektedir: “ramazan ayının yedinci günü geldiğinde, Allah u Teâlâ “Cennet-i Naimde” kırk bin şehidin ve kırk bin sıddik’in sevabını veriyor”.[21] Bu cennet Hz. İbrahim kendi duasında; “Allah’ım beni cennet-i naim’in varislerinden kıl” şeklinde vasıflandırdığı cennettir.[22]

Allame Tabatbai el-mizan tefsirinde şöyle yazıyor: “cennet-u naim, vilayet cenneti olan cennettir”[23] Yine şöyle buyuruyor: “tekrarla açıklandı ki, naim (nimet) yani vilayet, cennetu’n-naim, vilayet (imamet) cennetinin kedisidir”[24]

Hatırlatılması gerekir ki, müfessirlerin bir kısmı, yedi cennet olarak bilinen bütün cennetleri, asıl itibariyle bir cennet ve (sayılan bu) isimlerin bütününün tek bir cennete sıdk ettiğini savunurlar.

Zira cennette, orada daimi ikamet edildiğinden dolayı cennet-i adın, orası selamet ve güvence yeri olduğu ve orada ikamet eden kimseler için hüzün ve üzüntüden uzak ve güvenilir bir yer olduğu cihetiyle de selam diyarı (daru’s-selam) diyorlar.[25]

Netice olarak asıl itibariyle cennet bir tanedir. Ama mertebelere ve derecelere sahiptir. Dolayısıyla farklı isimlerle adlandırılmıştır ki, her bir isim bir mertebesinin adıdır.   

 



[1] İanetu’t-Talibin, c. 4, s. 385.

[2] Yunus 25.

[3] Bu görüş Hasan ve Kutade'den nakil edilmiştir.

[4] Yunus 10.

[5] Bazu ma verede fi'd-dünya ve'l-ahire”, s. 32, neşr-i daru's-Selam.

[6] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin,” el-mizan”, c. 7, s. 345.

[7] Age. c. 10, s. 39.

[8] Bakiyetu'l-Mebahıs, s. 196.

[9] Tacu'l-Arus, c. 10, s.26.

[10] Şeyh-i Saduk, fezailu'l-Eşhuri's-Selas, s. 85.

[11] Menakıbı emire'l-müminin, c. 1, s. 426.

[12] Muntaha'l-Matab, c. 1, s. 544.

[13] Şehidi evel, zikra, s. 6.

[14] Kaşifu'l-Gata, Keşfu'l-Gata, c. 2, s. 302.

[15] Vesailu'ş-Şia,…

[16] Muhasin-i Barki, c. 1, s. 155.

[17] Men la yahduru'l-fakih, c. 1, s. 296.

[18] Erdebili,” zübdetu’l-beyan”, s. 55.

[19] Kaşifu’l-Gata, s. 19.

[20] Şevkani, neylu’l-evtar, c. 4, s. 161.

[21] Şeyh-i Saduk, Amali, s. 104.

[22] Şuara, 87.

[23] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin, el-mizan, c. 11, s. 369.

[24] Age. c. 19, s. 121.

[25] İanetu’t-Talibin, c. 4, s. 385.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Mastürbasyon, mental boşalma(ihtilam) ile nasıl mücadele edebiliriz?
    23518 درمان رذائل اخلاقی 2019/02/18
    Kutsal İslam dinine göre Mastürbasyon haram ve büyük günahlardan biridir. Ama mental boşalma (ihtilam) bedenin doğal bir tepkimesi olup kesinlikle kişinin kötü biri olduğuna delalet etmez. Mental boşalma yaşamak günahta değildir. Mental boşalmaya etki eden bazı faktörler bulunmaktadır bu faktörler kontrol edilirse mental boşalma (ihtilam) yaşama sayısında ...
  • İslam kelamı nasıl vücuda geldi ve kelamla isimlendirilmesinin illeti ve fırkalar hakkında kısa açıklama yapınız?
    7731 Eski Kelam İlmi 2012/08/16
    Hicretin birinci asrın sonunda İslam ülkelerinin alanları göze çarpacak bir şekilde değişti ve ilime özel bir konum ihtisas edildi. En önemli ilimlerden birisi kelam ilmidir ki dini konuları yeni bir bakışla değerlendirmeye tabi tuttu. Bu ilmin vücuda gelmesi için dâhili ve harici olmak üzere birçok amil neden ...
  • Kabristanda cami yapılabilir mi?
    5534 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Kabristan vakıf değilse, başkasının özel mülkü değilse, umumi mekanlardan değilse ve orada cami yapmak Müslümanın kabrine saygısızlık sayılmazsa veya kazılmasını gerektirmiyorsa sakıncası yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Arsa vakıf değilse sakıncası yoktur. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Şu anda ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9017 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • Hasan Musenna kimdir ve Kerbela vakıasında bulunmuş mudur?
    5307 امام حسن مجتبی ع 2019/06/15
    Hasan Musenna Hasan bin. Hasan olup İmam Hasan (a.s)’ın ikinci oğludur. Annesinin ismi ‘Hole’ olup Menzur Fezariye’nin kızıydı.[1] Hasan bin. Hasan Hasan Musenna olarak meşhur olmuştur. Saygın, takvalı ve faziletli bir şahsiyettir. Kendileri Emir’el-Müminin Ali (a.s) hayır kurumunun kurucusudur. Hasan Musenna Abdulmelik bin Mervan’nın ...
  • Neden Hz. Peygamber (s.a.a) hayır ve iyiliği güzel yüzlüler nezdinde arayın diye buyurmuştur? Hâlbuki İslam’da zahiri güzellik yerine deruni güzellik önemlidir!
    8889 معیار شناسی (دین و اخلاق) 2012/11/04
    Şüphesiz insanın Allah nezdinde derecesini yükselten şey deruni ve manevi güzelliktir. Allah’a yaklaşmaya neden olan şey deruni güzellik ve temizliktir.[1]Bu yüzden bir insan ne kadar zahiri olarak güzel olursa olsun manevi güzellik taşımazsa yüce Allah nezdinde hiçbir değer taşımaz. Ama bununla birlikte sosyal ilişkilerde ...
  • Dr. Şeriati gibi şahısların kitaplarını okumak nasıldır?
    5822 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Şeriati ve onun kitapları hakkında çeşitli görüşler söz konusu edilmiştir ve Şeriati’yi kabul edenler ve etmeyenler tarafından çelişik görüşler ortaya atılmıştır. İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei insaflı bir bakış açısıyla Şeriati konusunda şöyle diyor: Bana göre Şeriati mazlum konumunda olan bir kimsedir. Onun bu konuma duçar olmasına kaynaklık yapanlar ise ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    6214 Düzenler 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • Peygamber Efendimiz (s.a.a) neden kendi evinde defnedildi?
    12987 تاريخ بزرگان 2012/04/11
    Peygamber Efendimizin (s.a.a) vefatından sonra Müslümanlar Onun mübarek bedeninin defnedileceği yer konusunda ihtilafa düştüler. Kimisi mescide defendilsin, dedi, kimisi de ashabıyla defnedilsin, dedi. Emirü’l-Müminin Hz. Ali (a.s) ise şöyle buyurdu: ‘Allah, peygamberini en temiz mekanda ruhunu aldı; öyleyse vefat ettiği evinde gömülmesi en iyisidir.’[1] ...
  • Müslüman olmayan Ülkelerdeki Bankalarda yatırım yapmak caiz midir?
    6474 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    İran İslam Cumhuriyetinin rehberi seyit Ali Hameney konuyla alakalı bir soruya vermiş olduğu cevapta şöyle buyurmuş: "Haddi zatinde gayri İslami ülkelerdeki bankalarda yatırım yapmak işkâlsız ve sakıncası yoktur. Yani eğer bu bankalarda yapılan yatırım onların İslam ve Müslümanların aleyhine olan iktisadi ve siyasi güçlerinin artmasına neden olmuyor ise yatırım yapmanın ...

En Çok Okunanlar