Gelişmiş Arama
Ziyaret
9028
Güncellenme Tarihi: 2009/10/18
Soru Özeti
Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
Soru
Seyitlerin hakkını muhtaç olan seyitlere teslim yerine onlara borç olarak vermek caiz mi? Çünkü bu yolla birçok insanın sorunu halledilmiş olur? Acaba kişi kendi humsunu kendi taklit merciinin izni olmadan kendi akrabalarından veya diğer tanıdıklarından muhtaç olan kimselere verebilir mi?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Humusun sözcük anlamı beşte birdir. Fıkıhta insanın ziraat, meslek, ticaret, hizmet vb. yollardan elde ettiği kazançların beşte birini Allah yolunda belirlenen yerlere vermesidir.

Humus İslami farizalardan biridir. Kur’an cihat emrinin yanı sıra humsu da söz konusu kılmıştır.

Bu hükmün birçok sırları ve hikmetleri vardır. Bu hikmetlerden bazıları şöyledir:

1- Humus İslam yönetiminin başında yer alan İmam’ın harcamaları için gerekli kaynağı sağlamaktadır. Bu yüzden hadislerde humusdan “yönetim hakkı” olarak yad edilmiştir.

2- Yüce Allah İslam Peygamber’inin saygınlığı korumak için Haşimi soyuna mensup fakirlerin geçiminin humus yoluyla temin edilmesini ön görmüş ve onların payını kendi ve Peygamberi’nin payıyla bir arada zikretmiştir. Böylece onların sıkıntı duymalarını ve tahkir olmalarını önlemiştir.

3- İmam yapmak istediği hayır işlerin kaynağını bu kaynaktan temin etmektedir.

4- Humus, onu ödeyen kimsenin manevi kemali için bir vesile sayılır. Çünkü bu onun mala düşkünlüğünü önlemekte ve Allah yolunda kendi imkanlarını harekete geçirmesi için bir alıştırma sayılmaktadır.

5- Humus dinin ihyası ve İslami yönetimin gerçekleşmesi için farz olmuştur.

Humus Teslim Edileceği Yer:

Humus İmam’a ve seyitlere tahsis edilmiştir. Gaybet döneminde gerekli şartları taşıyan müçtehide verilir.

Yukarıdaki soruyla ilgili olarak Taklit mercilerinin fetvaları şöyledir:

İmam Humeyni: Humusu kendi taklit merciine veya kemiyet ve nitelik açısından kendi merciiyle aynı harcamayı humus için öngören bir müçtehide verebileceği gibi taklit merciinin izin verdiği yerlerde harcayabilir.[1]

Ayetullah Uzma Hameni: Humusu Müslümanların veliyi emrine veya onun vekiline vermelidir. Eğer kendi taklit merciinin fetvasına göre amel ederse yükümlülüğü üzerinde kalkar.[2]

Ayetullah Fazıl, Ayetullah Nuri, Ayetullah Mekarim, Ayetullah Behcet ve Ayetullah Vahid: İmam aleyhisselam’ın payını kendi taklit merciine veya kemiyet ve nitelik yönünden harcamada kendi taklit mercii ile aynı harcamayı öngören müctehide vermelidir. Yine taklit merciinin izin verdiği yerde de harcayabilir. Seyitlere ait olan payı da ihtiyaten farz olarak kendi taklit merciinin izniyle seyitlere verebilir.[3]

Ayetullah Tebrizi: İmam’ın payını kendi taklit merciine vermeli veya onun izin verdiği bir yerde harcamalıdır. Eğer kendi taklit merciinden başka bir müçtehide vermek isterse kendi taklit merciinden izin almalıdır. Seyitlere ait olan payı da doğrudan seyitlerin kendisine vermelidir.[4]

Ayetullah Sistani: İmam’ın payını kendi taklit merciine vermeli veya onun izin verdiği bir yerde harcamalıdır. İhtiyaten farz olarak verdiği mercii a’lem ve genel durumlardan haberdar birisi olmalıdır. Seyitlerin payını onların kendisine verebilir.[5]

Ayetullah Safi: İmam’ın payını kendi taklit merciine ya da kendi mercii ile harcamada kemiyet ve nitelik yönünden aynı yönteme sahip olan müçtehide vermelidir. Taklit merciinin izin verdiği yerde de harcayabilir. Seyitlerin payını ise onların kendisine verebilir.[6]

Hatırlatma: Humus iki bölüme ayrılır: Onun yarısı İmam’ın payı ve yarısı da seyitlerin (Haşimilerin) payıdır. Ayetullah Sistani, Tebrizi ve Safi seyitlerin payını vermede müçtehitten izin almayı gerekli bilmiyorlar.



[1] Tevzihu’l-Mesail-i Meraci c. 2 M. 1834

[2] Hamenei, Ecvibetu’l-Mesail s. 1004 ve 1002

[3] Tevzihu’l-Mesail-i Meraci c. 2 M. 1830; Nuri Tevzihu’l-Mesail M. 1830;

Vahit, Tevzihu’l-Mesail, M. 1843

[4] Tevzihu’l-Mesail-i Meraci c. 2 M. 1834

[5] Ade.

[6] Ade.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar